Hastalıklar sonrasında bedenin ya da ruhun kendini yenileme süreci İyileşmek olarak tanımlanır. Peki, bu süreç kısaltılabilir mi? Nekahet dönemi, sağalmak ya da onulmak olarak da isimlendirilen iyileşme süreci, özellikle kişinin çabalarına bağlı olarak uzayan ya da kısalan bir döneme işaret eder. Unutulmamalıdır ki zaman aslında temel bir iyileşme aracı değildir; bireylerin de iyileşme ile ilgili kendisine düşen görevleri vardır. Kişi bu süreçte kendisine daha fazla özen gösterip beslenmesini daha sağlıklı boyutlara getirirse hızlı iyileşme de kaçınılmaz olacaktır. İyileşmek, zamanı tersine çevirecek bir mucize yaratmasa da tüm hastalıklardan ve badirelerden güçlü bir şekilde ayağa kalkmayı sağlayabilir. Gelin, her şeyi oluruna bırakıp iyileşmenizi zorlaştırmak yerine bu nekahet döneminizi hızlandıracak detayları ele alalım.
Hızlı İyileşmek için hastalığınızın farkında olmanız çok önemli. Ruhsal ya da bedensel olan hastalığınız her ne ise ilk önce temel gereklilikleri yerine getirdiğinize emin olun. Teşhis, tedavi dönemlerinden sonra yorgun düşen bünyenin toparlanması gerek. İşte burada iyileşme devreye giriyor. Size verilen ilaçları içmek ve sürekli yatmak iyileşmenin bir parçası olsa da yapılabilecek ekstra eylemlerle bu süreci hızlandırabilirsiniz. Burada, bağışıklık sisteminizi güçlendirmek ele alacağınız en önemli konu. Sistemli bir yaşam benimseyerek güçlü bir bağışıklık sistemi inşa edebilirsiniz. Düzenli şekilde spor yaparak, düzenli öğünlerle yemek yiyerek, erken yatıp erken kalkarak ve stresten uzak durarak sistemli bir yaşama sahip olmanız mümkün. Bu da iyileşmeyi hızlandıran faktörlerden.
İyileşme sürecinde beslenme konusu oldukça önemli. Vücudun günlük alması gereken mineral ve vitamin değerlerini tutturmak için dengeli beslenmek şart. Eksik, fazla ya da yanlış beslenme durumunda metabolizma sağlıksız çalışacağı için vücut iyileşmeye yoğunlaşamayacaktır. Sağlıksız şekilde kilo almak ise işten bile değil.
İyileşme sürecinde vücudu bir de sindirimi zor gıda ürünleriyle yormamak gerek. Bunun için ağır yemekler yerine hazmı kolay olan lifli, proteinli ve vitamin oranı bol yiyeceklere yoğunlaşmak en iyisi. Glütensiz beslenmeyi hayatınızın odağına oturtmalısınız. Çünkü günümüzde bağırsak hastalıklarının çoğu sebebi glüten intoleransına dayanıyor. Psikolojik ve fiziksel olarak kişiyi yoran glüten, buğday, çavdar ve arpa gibi tahıllarda bulunuyor ve yararlı bakterilerin bağırsaklar tarafından emilimini engellediği için hazmı yorucu hale getiriyor.
Piyasa satılan modern ekmekler glüten bakımından oldukça zengin durumda. Bu da maalesef sağlıksız beslenmeyi tetikleyen bir faktör. Un çeşitleri neredeyse bütün yiyeceklerin odağında yer aldığı için Glütensiz Un çeşitlerini incelemeye almalısınız. Bağırsak florasını yapılandıran, kansızlığa iyi gelen, formu korumayı sağlayan ve tiroit problemlerini önlemeye yardımcı olan glütensiz ürünler için Siyez Evi güvenilir bir adres. Siyez Evi’nin glüten içermeyen Ekşi Mayalı Karabuğday Ekmeği, sizin için iyi bir seçenek olabilir. Ayrıca binlerce yıllık genetik yapısını korumuş olan saf siyez buğdayı da düşük glüten oranı, yoğun lif, karotenoid ve protein içeriği ile en sağlıklı seçimlerden biri.
Tüm Kampanyalar
Fırın Cafe
Franchising
Toptan Satış
