Kış Hastalıklarından Korunma Yolları

Kış Hastalıklarından Korunma Yolları
Bağışıklığın düştüğü ve vücut direncinin azaldığı kış mevsimini en sağlıklı şekilde atlatmanız için size bazı tavsiyelerimiz olacak.

Kış Hastalıkları Nelerdir?

Kış aylarında soğuğa bağlı olarak vücut ısısının düşmesi ve pasif bir hayata geçilmesi ile birlikte vücut direncinde düşme gözlenir. Halsiz hissetme, sürekli uykulu olma, nefes darlığı yaşama, üşüme ile başlayan semptomlar dikkat edilmediği sürece bağışıklık sisteminin düşmesine sebep olur. Görevini tam olarak yapamayan bağışıklık sistemi ise zararlı maddelerin vücuda alımını engellemekte zorlanarak çoğu kış hastalıklarına davetiye çıkarır. Nezle, grip, akut faranjit, bronşit, zatürre, larenjit, kış ishali, orta kulak iltihabı, sinüzit gibi hastalıklar özellikle havalar soğuyunca etkisini artıran bazen de kitlesel olarak artış gösteren kış hastalıklarındandır.
 

Bağışıklık Sistemi Nedir? 

Kış mevsimi, özellikle yukarıda bahsettiğimiz, üşütmeye bağlı üst solunum yolları enfeksiyonlarının çokça görüldüğü mevsim. Bağışıklığın düşmesi, bedeni en ufak aktivitede bile yorgun ve halsiz bırakırken, birçok mikroba karşı da vücudu savunmasız hale getirebilir. Bu nedenle birkaç adımda gerekli tedbirleri alarak bağışıklık sistemini güçlendirmek ve hastalıklara açık kapı bırakmamak gerek. Sürekli güçlendirmeye çabaladığımız Bağışıklık Sistemi Nedir? Önce bu konuyu açıklığa kavuşturalım. 

İmmun Sistem olarak da bilinen bağışıklık sistemi hassas bir şekilde işleyen karmaşık bir sistemdir. Bu sistemde hücreler belirli proteinler ile beraber vücut savunması görevini üstlenir. Bazı organların işleyişine göre organ sistemlerine de entegre olan bağışıklık sistemi, dışardan vücuda gelen yabancı maddeleri hızlıca algılar. Davetsiz yabancı misafirler arasındaki patojenleri, toksinleri, parazitleri, mikropları, kanser hücrelerini algılayıp bunları hızlıca yok eden bir güvenlik mekanizması diyebiliriz onun için. Bağışıklık sistemi akıllı bir kalkandır; vücuda gelen davetsiz birçok maddeyi tanıyarak kolayca ayrıştırabilme ve zararlı olanları yok edebilme özelliğine sahiptir. Hastalığa yol açması muhtemel olan yabancı maddeler vücuda girdiği andan itibaren bağışıklık sistemi devreye girerek hastalık oluşumunu önlemeye çalışır. Savunma hücreleri, yabancı maddeye özel antikorları üreterek hızlıca önlem almaya başlar. Bağışıklık sistemi bazen yeterince güçlü olmadığı için tüm mikropları eleyemez ve bazı kış hastalıkları vücudu ele geçirebilir. İşte tam bu noktada bağışıklık sistemini güçlendirme konusu çok fazla önem kazanmaktadır. 
 

Bağışıklık Sistemini Güçlendirmek İçin Neler Yapılır?

Bağışıklığı Güçlendirmek için alınacak önlemler şu şekilde sıralabilir: sağlıklı beslenmeye dikkat etmek, düzenli egzersizler yapmak ve düzenli bir hayat yaşamak. Buna dair konuları ana başlıklarla değerlendirebiliriz. Tabii ki, bağışıklık sisteminde en fazla söz sahibi olan sağlıklı beslenme konusuna ayrı bir pencereden bakacağız. 
 

Uyku Düzenini Sağlamak

Güçlü bir bağışıklık sağlamak için uykumuzu yeteri kadar aldığımıza emin olmalıyız. Ancak, yeterli bir uyku onun her zaman sağlıklı olduğu anlamına gelmez. Kaliteli ve yeterli bir uyku uyumak en doğrusudur. Sağlıklı bir uyku için, yatış ve kalkış saatlerini belli bir düzene oturtmaya dikkat etmeliyiz. Her gün ortalama 8 saatlik periyotlarla uyumayı ihmal etmemeliyiz. Huzurlu ve Kaliteli Uyku çekmek için ise yatak odası tekstil ürünlerini sağlıklı materyallerden seçmeyi ve yatmaya yakın zamanlarda ağır yiyecekler yiyip vücudu yormamayı alışkanlık edinmeliyiz.
 

Düzenli Egzersizler Yapmak

Düzenli spor yapmak, özellikle bunu bilinçli şekilde yaparak rutin bir hale getirmek, bağışıklığı güçlendirme ve metabolizmayı düzenleme açısından oldukça önemli. Yaşınıza ve kilonuza göre vücudunuzu yormayan, bünyenizin kaldırabileceği sporları belirlemeli ve sportif stili olan aktiviteleri tercih etmelisiniz. Düzenli spor alışkanlığı kazanmak için profesyonel bir sporcu olmanıza ya profesyonel spor aletlerine ihtiyacınız yok. Evde yapacağınız basit egzersizlerle de formunuzu koruyabilir, metabolizmanızı güçlendirebilirsiniz. Bu şekilde yağ yakımını tetikleyerek zinde bir vücuda da sahip olabilirsiniz. 
 

Stressiz Yaşam 

Stresin Bağışıklık Sistemi Üzerindeki Etkileri uzmanlar tarafından onaylanmış durumda. Öyle ki stres kontrolü yapamayan kişilerin bağışıklıklarının da düştüğü gözlemlenmektedir. Bunun nedenlerini şöyle açıklayabiliriz. Stres altında kalan vücut beynin yönetiminin kontrolünü yitirerek adrenalin ve kortizol hormon salınımını artırmaktadır. Adrenalin salgılanması ile tetiklenen solunum sistemi hızlı soluk alıp vererek nefes darlığını ve kan basıncının artışını tetikler. Tüm bu olumsuzluklar kronik hale geldiğinde kalp krizi, yüksek tansiyon ya da felç gibi rahatsızlıkların görülme sıklığı artmaktadır. Ayrıca adrenalin yükselmesiyle tetiklenen kaslar, gerilme sorunları neticesinde omuzda, boyunda, başta tekrarlanan sürekli vücut ağrılarına sebep olurlar. Bu sorunlar migren ağrılarına kadar gidebilen zincirleme ağrı problemleri yaratır. Stresin bir sonucu olarak daha fazla üretilen kortizol hormonu ise uzun vadede şeker hastalığı, hipertansiyon gibi rahatsızlıklara neden olacaktır.
 

Elleri Sık Sık Yıkamak

Bağışıklığın daha az mikropla savaşmasını sağlamak ve vücudun savunma sistemini yormamak adına temizliğe dikkat etmek de şart. Özellikle mikroplarla çokça haşır neşir olan ve sürekli ağzımıza, gözümüze ya da burnumuza götürdüğümüz ellerimizi su ve sabunla sık sık yıkamalıyız. Kış hastalıklarına karşı bitkin düşen immün sistemimizi daha fazla mikropla savaşmasını bu sayede bir nebze önleyebiliriz. 
 

Kontrollü ve Sağlıklı Beslenme

Rutin beslenmemizde temel vitaminleri ve mineralleri yeterli oranlarda almamız gerekli. Yeterli ve dengeli beslenme olarak adlandırdığımız bu işlem, yanlış ya da eksik uygulandığında metabolizmanın sağlıksız çalışması ya da yavaşlaması işten değildir. Bu şekilde devam eden yanlışlar silsilesi sonrası vücut hastalıklar için savunmasız hale gelecektir.
Güne başlarken organik içerikli bir kahvaltı yapmanız çok önemli. Ancak yeterli vitamin ve mineralleri içerdiği bilinen katkısız gıdaları tercih etmelisiniz. Ayrıca kaynağını bildiğiniz güvenilir üreticilerden temin ettiğiniz gıdaları tüketmelisiniz. Gün içerisinde ağır yemekler yerine yine içeriği vitamin ve lifler bakımından zengin, hafif atıştırmalıklara yönelmek gerek. Burada, lif içeren bol tahıllı barlar, protein içeren kuru meyve atıştırmalıklarından bahsedebiliriz. Elbette, lifli gıdalara parantez açmak gerek. Bu gıdalar sindirim sisteminin dostu olan, hazım sorunlarını ortadan kaldıran gıdalardır. 

Lifli gıdaların bünyeyi yormayan ve yağ yakımını tetikleyici etkilerinden de bahsetmek mümkün. Sık tüketimine kesinlikle önem verilmeli. Takviye edici gıdalar olarak bilinen, çinko, magnezyum ya da omega içeren tabletlerden de yardım alabiliriz. Vücudu yoran, şeker ve yağ içerikli ürünler, glütenli gıdalar, modern tahıllar, modern unlar ve rafine tuzlar gibi sindirilmesi zor gıdaları en asgari şekilde tüketmeye özen göstermeliyiz.
 

Kış Aylarında Doğru Beslenme

Sağlıklı beslenme adımında, yediğimiz besinlerin bizlere sağladığı vitaminleri, mineralleri ve en çok da onların neye iyi geldiğini bilmek önemli. Örneğin kış aylarında bağışıklık güçlendirmede sarımsak çok fazla öne çıkar. Yıllardır hakkında ciddi araştırmalar yapılan Siyah Sarımsak, güçlü besin öğelerine sahiptir. Günlük alınması gereken enerji oranlarını karşıladığı, kanser hücreleriyle savaştığı, bağışıklığı desteklediği, kış hastalıklarını engellediği bilimsel araştırmalarla kanıtlanmıştır. Sindirimi düzenleyen, bağırsaktaki yararlı bakterileri besleyen ne gün içinde gerekli enerjiyi içerdiği %40 lif oranıyla karşılayan Chia Tohumu da yine kış aylarında öğünlere dahil edilmesi gereken gıdalardan. Ceviz, fındık, ay çekirdeği, kabak çekirdeği, fındık gibi kuru yemişler de yine kış aylarında vücut direncini ayakta tutan özellikleriyle tüketilmesi gereken besinlerdendir. Kuru yemiş çeşitleri, kışın çokça alınması gereken protein ve lif oranlarını karşılaması bakımından önemlidir. Kışın genellikle unlu mamullere olan ilginin de arttığını biliyoruz. Tahıllara ve unlara olan bu ilgimizin yönünü mutlaka sağlıklı un çeşitlerine ve katkısız tahıllara yöneltmemiz şart. Yıllar içerisinde insan eliyle besin değeri düşürülmüş ve genleriyle oynanmış modern tahıllar sağlıklı beslenme diyetimizde yer almamalı. Bu nedenle son zamanlarda üretimi ve satışı artan Atalık Unlara ve atalık tahıllara yönelebilirsiniz. Glüten oranları bakımından düşük olan, genleri değişime uğramamış bu unları ve tahılları güvenilir üreticilerden kolayca temin edebilirsiniz.  Besin değerleri oldukça yüksek olan atalık ürünlerimizi tüketerek bağışıklık sisteminin de düzenli işleyişini sağlayabilirsiniz. Siyezli Gıdalar, Glütensiz Karabuğday içeren ürünler, katkısız Yerli Gıdalar kışın öğünlerinizde yerlerini almaya çoktan hazır. Siyezevi.com.tr sağlıklı yiyecekler konusunda sizlere yardımcı olacaktır. 
 
Yükleniyor...
body whatsapp icon